Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin Sınır Dışı Kararlarının Değerlendirilmesi

Muhammet Samed Demir

Uluslararası hukukta sınır dışı yetkisi bir devletin egemenlik hakları arasında kabul edilir. Yasal zemine oturtulmadan ve keyfi olarak gerçekleştirilen sınır dışı etmeler ve geri göndermeler büyük insani krizlere sebep olabilir. Mahkeme, Muhammad ve Muhammad-Romanya[1] kararında sözleşmenin yabancının ülkeye girme ve yaşama hakkını garanti etmediğini vurgulamıştır. Bunu kontrol hakkı devletlere bırakılmıştır. İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin asıl metninde yabancıların sınır dışı edilmesiyle ilgili açık bir hüküm bulunmamakla birlikte sözleşmeye ek 4 ve 7 nolu protokollerde yabancıların sınır dışı edilmesi ile düzenlemeler bulunur.  4 nolu protokolde yabancıların toplu olarak sınır dışı edilmesi yasaklanmıştır. 7 nolu protokol ise yabancıların sınır dışı edilmelerine ilişkin usul güvenceleri getirmiştir. Mahkeme, birçok kararında sözleşmenin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının yabancıların sınır dışı edilmesiyle ilgili başvurularda uygulanmadığını ifade etmiştir. Bu sebeple, 7 nolu protokol yabancıların sınır dışı edilmelerine ilişkin usule dair bir düzenleme getirerek insan hakları için mühim olan bir boşluğu doldurmuştur.

7 nolu protokolün 1. maddesinde kanuni olarak mukim bulunan yabancıdan bahsedilerek bir sınırlamaya gidilmiştir. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi, Yildirim-Romanya Kararında ikametin yasal olabilmesi için ilgili devletin iç hukukuna uygun olması gerektiğini tespit etmiştir. A.M. ve Diğerleri/ İsveç kararında ise hiç ikamet izni bulunmayan bir yabancının bu protokole dayanarak mahkemeye başvuramayacağını tespit etmiştir.

Bir yabancının sınır dışı edilebilmesi için kanuna uygun olarak alınan bir karar mevcut olmalıdır. Buradaki kanun sözcüğü geniş olarak yorumlanmalıdır. Mahkeme, Bolat-Rusya kararında başvurucunun sınır dışı edilmesini emreden hiçbir mahkeme kararı olmadığı gerekçesiyle kanuna uygun bir karar bulunmadığına hükmetmiştir. Ahmed-Romanya kararında ise Romanya iç hukukunun, yetkili mercilerin keyfi uygulamalarına karşı kontrol sistemlerinin eksik olduğunu ifade etmiş ve ihlal kararı vermiştir.

Sınır dışı edilen yabancı kendisine isnat edilen suçlamaları öğrenme hakkına sahiptir. Taraf devletlerce bunun göz önünde bulundurulmaması kınamayı gerektirir.  Protokol, yabancının sınır dışı edilmesine karşı gerekçeler sunmasına, durumun yeniden incelenmesine ve makam tarafından tayin edilen kişi veya kişiler huzurunda temsil edilmesine izin verilir, hükmünü getirmiştir. Nolan ve K./ Rusya kararında mahkeme, davalı devletin başvurucuların deliller sunmasına izin vermemesini protokole aykırı bulmuştur. Nowak/Ukrayna kararında ise, başvurucuya sınır dışı kararının son on gün içinde ve yabancı bir dilde yapılmasını ihlal olarak değerlendirmiştir.

Kamu düzeni ve ulusal güvenlik söz konusuysa yabancı, 7 nolu protokolün 1. maddesinin birinci fıkrasının a, b ve c bentlerindeki hakları kullanmadan sınır dışı edilebilir. Nolan ve K./ Rusya davasında mahkeme ulusal güvenlik ve kamu düzeni çıkarlarının tehlikede olduğuna dair herhangi bir belge sunulmaması sebebiyle başvurucunun usuli güvencelerden faydalandırılması gerektiğine hükmetmiştir.

Mahkeme, Gürcistan/Rusya kararında Rusya hükümetinin 4.600’dan fazla sınır dışı kararı vermesini 4 nolu protokolün ihlali olarak değerlendirmiştir. Bahsi geçen protokolde toplu sınır dışı uygulaması yasaklanmıştır.  Ancak burada anlaşılması gereken sadece sayı olarak çokluk olmamalıdır. Örneğin, Sharifi ve Diğerleri/ İtalya ve Yunanistan olayında sadece dört başvurucu ve dört sınır dışı edilme söz konudur. Mahkeme, burada ayrım yapmaksızın bu dört kişinin sınır dışı edilmesini de 4 nolu protokolün ihlali olarak değerlendirmiştir.

Khan/Almanya kararında ise mahkeme sınır dışı uygulamasının sözleşmeyi ihlal etmediğini sınır dışı uygulamasının devletlerin takdir yetkisi içerisinde olduğunu ifade etmiştir.

Sözleşmenin asıl metninde sınır dışı ile ilgili bir hüküm bulunmasa da bu uygulamalar bazen sözleşmenin muhtelif maddelerini ihlal edebilir. Akkad/Türkiye kararında mahkeme, sözleşmenin işkence yasağını düzenleyen 3. maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.  Somut olayda başvurucu Türkiye-Yunanistan sınırında yakalanmış ve gönüllü geri dönüş adı altında Suriye’ye zorla geri gönderilmiştir. Verilere bakıldığında, başvurucuya ait sınır dışı etme kararı bulunmamaktadır. Devletlerin sınır dışı uygulamasında takdir yetkileri olsa da, kişilerin savaş ortamına gönderilmesi sözleşmenin ruhuyla uyuşmamaktadır. Bader ve Diğerleri v. İsveç kararında ise mahkeme sığınma talebinde bulunan bir yabancının adil yargılanma hakkının olmadığı ve ölüm cezasının uygulandığı bir ülkeye gönderilmesinin sözleşmenin 2. ve 3. maddelerini ihlal edeceğini ifade etmiştir. Soering/Birleşik Krallık davasında ise başvurucu sınır dışı edilirse işlediği suçlardan dolayı ölüm cezasına çarptırılacağını beyan etmiştir. ABD tarafından güvence verilmesine rağmen, başvurucu ölüm koridoruna maruz kalacağını söylemiştir. Mahkeme bu olguyu doğrulayan delillere dayanarak sınır dışı etmenin sözleşmenin 3. maddesini ihlal edeceği sonucuna varmıştır.

Sonuç olarak, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi sınır dışı uygulamalarının sözleşmenin asıl metninde düzenlenen yaşama hakkı, işkence yasağı gibi ilkeleri ihlal edebileceğini kararlarında vurgulamıştır. Bununla birlikte sözleşmeye ek protokollerde düzenlenen usuli güvencelerin taraf devletlerce yerine getirilmemesi de sınır dışı uygulamalarını hukuka ve sözleşmeye aykırı hale getirecektir.


[1] Bu çalışmada İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi kararları başvurucu ismi ve aleyhine başvuru yapılan devlet ismiyle zikredilmiştir.


KAYNAKÇA

Metin içinde geçen İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi karar numaraları şu şekildedir; 

Muhammad ve Muhammad-Romanya  80982/12, Yildirim-Romanya 21186/02, A.M. ve Diğerleri/ İsveç 38813/08, Bolat-Rusya 14139/03, Ahmed-Romanya 34621/03, Nolan ve K./ Rusya 2512/04, Nowak/Ukrayna 60846/10, Gürcistan/Rusya 13255/07, Sharifi ve Diğerleri/ İtalya  16643/09, Khan/Almanya 38030/12, Akkad/Türkiye 1557/19, Bader ve Diğerleri v. İsveç 13284/04, Soering/Birleşik Krallık 14038/88

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne Ek 7 No’lu Protokol’ün 1. Maddesi’ne ilişkin Rehber

İNELİ CİĞER Meltem, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları Işığında Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nda Aralık 2019’da Yapılan Bazı Değişikliklerin Değerlendirilmesi