Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

MÜLTECİ KADINLARDA ÜREME SAĞLIĞI

MÜLTECİ KADINLARDA ÜREME SAĞLIĞI

Mülteci kadınlar, hem zorunlu hem de zorunlu olmayan göçün olumsuz etkilerinden erkeklerden ve çocuklardan daha fazla etkilenmektedir. Aynı zamanda sağlık açısından en önemli risk grubunu oluşturmaktadır. Mülteci kadınların üreme sağlığı sorunları ve sağlık hizmetlerini kullanma durumlarının değerlendirilmesi sonucunda sürdürülebilir sağlığı geliştirme programlarının düzenlenmesine olan ihtiyaç giderek artmaktadır.

Mülteci kadınlar, özellikle denetim dışı kamplardakiler, doğum öncesi bakım hizmetlerinden yeterince yararlanamamaktadır. Düşük sosyoekonomik düzey, sosyokültürel ve psikolojik etkenler nedeniyle hastanede doğum yapma oranları düşüktür. Sağlıksız koşullarda profesyonel olmayan kişilerce yaptırılan doğum oranları ise yüksektir. Mülteci kadınların, kültürel yapıları ve inançları nedeniyle çok çocuk doğurmanın aile statüsünün devamında önemli olduğu inancı, aile planlaması hizmetlerinden faydalanmalarının önündeki en önemli engeldir.

Türkiye’de Suriyeli kadınların yaşadığı kamplarda bugüne kadar 15.000’den fazla doğum gerçekleşmiştir. Mülteci kadınların sosyoekonomik düzeylerinin düşük olması, daha az doğum öncesi bakım almaları, sağlıksız yaşam biçimleri, bulaşıcı hastalığa yakalanma oranlarının yüksek olması, şiddete maruz kalmaları, yoğun stres altında olmaları ve sağlıksız koşullarda doğum yapmaları nedeniyle düşük doğum ağırlıklı bebek, erken doğum, ölü doğum, engelli bebek doğurma, erken gebelik kaybı gibi riskler diğer kadınlara göre daha fazladır.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) 2014 yılında yaptığı çalışmada, Suriye’den göç edenlerde adölesan gebeliklerle (13-14 yaş) çok sık karşılaşıldığı tespit edilmiştir. Bu doğrultuda mülteci kadınlar için, 15-49 yaş izlemleri, doğum öncesi bakım hizmetlerinden yararlanmaları ve adölesan evlilikler ve adölesan gebeliklerin önlenmesi için güvenlik, eğitim ve temel ihtiyaçların karşılanmasına yönelik sağlığı geliştirme programlarının planlanması gerekmektedir.

Mülteci Kadınların Üreme Sağlığı Hizmetlerini Kullanma Durumları

Türkiye’de yapılan bir çalışmada, Suriyeli mülteci kadınların Türkiye’deki sağlık hizmetlerine ilişkin görüşleri değerlendirilmiştir. Kadınlar Türkiye’deki sağlık kuruluşlarını kendileri için değil, çocukları hastalandığında kullandıklarını söylemiştir. Kadın sağlığı hizmeti alırken kendilerine eşit davranılmayacağından kaygı duyduklarını, dil problemi ve ekonomik sorunlar nedeni ile sağlık hizmeti almak istemediklerini belirtmiştir. Mülteci kadınların doğum öncesi, doğum ve doğum sonrası vitamin desteği ve bakımı, aşılama ve tarama testleri ile jinekolojik muayene gibi koruyucu ve tedavi edici üreme sağlığı hizmetlerinden daha az faydalandıkları belirlenmiştir. Bu durum, tedavi edilebilir sorunların tanısının gecikmesine ve bebeklerde doğumsal anomalilere neden olabilir.

Mülteci kadınların sağlık hizmetlerine ulaşma açısından literatürde saptanan engeller şunlardır:

  1. Göç edilen bölgenin dilini bilmeme,
  2. Düşük eğitim ve sosyoekonomik düzey,
  3. Kültürel farklılıklara uyum sağlayamama,
  4. Yetersiz sağlık bilgisi,
  5. Erkek sağlık personelinden kaçınma,
  6. Kadınların sınırlı karar verme gücüne sahip olması gibi bireysel engeller,
  7. Sağlık kurumlarına ulaşmada yaşanan zorluklar,
  8. Klinikte bekleme süresinin uzun olması,
  9. Sağlık sigortasının olmaması,
  10. Göç edilen bölgelerde yeterli sağlık kuruluşu ve nitelikli personelin olmaması,
  11. Geleneksel yaşam tarzı,
  12. Sosyal destek yetersizliği,
  13. Yasal sınırlamalar,
  14. Sunulan sağlık hizmetlerinin kültüre duyarlı olmaması,
  15. Sağlık çalışanlarının bilgi ve deneyim eksikliği ve tercüman eksikliği gibi sistemsel engeller.

Mülteci Kadınların Üreme Sağlığı Hizmetlerine Ulaşmalarına Yönelik Çözüm Önerileri

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) önerilerine göre; mülteci ve göçmen, cinsiyet, yaş, din, milliyet ya da ırk temelinde herhangi bir ayrım olmaksızın kaliteli sağlık hizmetlerine tam ve kesintisiz biçimde erişebilmelidir. DSÖ, sağlık hizmetlerinin göçmenlerin hukuksal statüsüne bakılmaksızın verilmesi yönündeki politikaları desteklemektedir. Bu politikalar doğrultusunda, mülteci kadınların üreme sağlığı hizmetlerine ulaşmaları konusunda yaşanan sorunlara kalıcı çözümler üretebilecek öneriler aşağıda verilmiştir:

►Mülteci kadınların sağlık personeli tarafından öncelikli ve özel grup olarak kabul edilmesi, sağlıklarının korunması ve geliştirilmesi için bilgilendirilmesi,

►Sağlık personelinin mülteci kadınların yaşadığı sorunları bilerek onları uygun kaynaklara yönlendirmesi,

►Sağlık personelinin ön yargılardan uzak bir bakım için eğitilmesi,

►Sağlık personelinin mülteci kadınların mahremiyetine saygı göstermesi ve kültürel farklılıklara duyarlı bakım vermesi,

►Gebelik ve cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan korunma, istemli düşük ve doğumla ilgili sorunları yönetme açısından hizmet ve danışmanlık sağlanması,

►Yapılan zararlı geleneksel uygulamaların (vajinal duş, genital mutilasyon vb.) tespit edilerek, bu uygulamaların azaltılması için eğitim ve danışmanlık verilmesi,

►Özellikle doğumda tercümandan ziyade aynı kültür ve dile sahip doğum koçu desteğinin sağlanması,

►Şiddet ve istismar mağdurları başta olmak üzere tüm kadınlara psikolojik danışmanlık hizmeti verilmesi,

►Göçmen dostu hastane uygulaması için projeler planlanması ve yürütülmesi,

►Mülteci kadınların üreme sağlığı hizmetlerine ulaşmadaki sorunların çözümü açısından basın yayın yolu ile toplumsal farkındalık oluşturulması,

►Kamp ve barınaklar dışındaki mülteci kadınların tespit edilip, üreme sağlığı hizmetlerine ulaşabilmesi için yasal düzenlemeler yapılması ve sağlık politikalarının oluşturulmasını destekleyecek projeler planlanması,

►Evde doğumların azaltılması için düzenli gebelik takiplerinin yapılarak kadınların bilgilendirilmesi, sağlık sigortası ya da sağlık hizmeti ücreti ile ilgili düzenlemelerin yapılması,

►Adölesan evlilik ve gebeliklere bağlı cinsel istismarının önüne geçilebilmesi için devlet kurumları tarafından kamp ve ev ziyaretleri yapılması,

►Adölesan gebeliklerin engellenmesi için çalışmalar yapılması, sorumlu kişilere yönelik cezai yaptırımların gözden geçirilmesi/artırılması ve adölesanların eğitimine önem verilmesi,

►Nitelikli (sağlık konusunda bilgili, kişilerarası iletişimi iyi ve etik davranan) tercüman eğitimine önem verilmesi,

►Sağlık hizmetlerinin ulaşılabilirliğini arttırarak sağlık hizmet kalitesinin arttırılması.

Sonuç

Dezavantajlı gruplardan biri olan mülteci kadınlar, üreme sağlığı hizmetlerine duydukları ihtiyaç nedeniyle göçten etkilenen önemli gruplardandır. Bu doğrultuda mülteci kadınlar üreme sağlığı sorunları, sağlık hizmetlerinin kullanılması, dil sorunları gibi birçok sorunla karşılaşmakta ve en önemli risk gruplarından birini oluşturmaktadır. Bu yazımızın mülteci kadınların üreme sağlığı sorunları konusunda farkındalık uyandırması, sürdürülebilir sağlığı geliştirme programlarının düzenlenmesine katkıda bulunması beklenmektedir.