2011 yılından itibaren Suriye’de başlayan çok yönlü savaş, Suriye’den dünyaya bir mülteci akını başlamıştır. Yoğun olarak Türkiye’de yaşayan Suriyeli mülteciler, Türkiye’nin imzaladığı 2016 yılındaki anlaşması nedeniyle Avrupa’ya açılan sınır kapıları sıkı denetime tabi tutulduğu için mülteciler sınırı geçememiştir. 27 Şubat 2020 tarihli rakamlara baktığımızda, suriyeli mültecilerin sayısı 3 milyon 587 bin 266 olmuştur.
Ancak, 28 Şubat 2020 tarihine gelindiğinde Türkiye, mültecilerin Avrupa ülkeleri istikametindeki çıkışlarına engel olmayacağını belirtmesi üzerine, sınır kapılarına mülteci akını başlamıştır. İşte bu bağlamda, günlerce Uluslararası Mülteci Hakları Derneği gönüllüsü olarak, Pazarkule-Kastaniés sınırında sınırı geçmeye çalışan mültecilerle birlikteydim. Çoğunluğu Afgan ve Suriyelilerden oluşan 25.000’e yakın insanın bulunduğu Pazarkulede, hem röportajllar gerçekleştirdim hem de tüm olayları yakından inceledim. İlk etapta şunu diyebilirim ki, Pazarkule’de maalesef hayat çok zor şartlar altında devam ediyor. Yunan askerleri durmadan gaz bombası ve plastik mermi atıyor. İnsanların maskeleri olmadığı için çoğu gaz bombasından etkileniyor. Sadece yetişkinlerde değil, gazdan etkilenen, yaralanan çocuklar da var. Gerçek mermi kullanılıyor ve mermilerden yaralanan insanlar var. Karşıya geçen çok insan var ancak çoğu yakalanıyor ve yunan askerlerinin kötü muamelerine maruz kalıyor. Şiddet, taciz, eşyalarına el konulması başlıca sayabileceklerimden. Bebeklerin biberonlarına kadar her şeyi alıyorlar. Sadece iç çamaşırları ile tüm eşyaları alınarak geri gönderiliyorlar. İnsan haklarını hiçe sayarak, kadınlar, erkekler umarsızca taciz ediliyorlar. Tüm dünyanın gözü önünde, hepsine işkence ediyorlar, vuruyorlar, öldürülüyorlar, suç işliyorlar. Bu hayatı onların seçmediğini gelin hep birlikte dinleyelim…
Adın ?
Lulu
Kaç yaşındasın?
19
Nerelisin?
Suriye
Ülkenden neden geldin?
Savaş yüzünden,evimize bomba düştü bizde Türkiyeye geldik.
Türkiye’nin hangi ilinde yaşıyordun?
Adana
Kaç yaşında Türkiyeye geldin?
14
Adanada ne iş yapıyordun?
Tercümanlık.
Eşin Adanada ne iş yapıyordu?
Konfeksiyonda çalşıyordu.
Buraya kiminle geldin?
Eşim ve üç arkadaşı ile geldim.
Evleneli ne kadar oldu?
3 ay
Kaç gündür buradasın?
7 günden beri burdayım, eşim ve arkadaşları 4 erkek olduğu için onlar çadırda uyuyor, ben onların arasında uyuyamıyorum dışarda uyuyorum 2 aylık hamileyim, dışarda yattığım içinde çok fazla sancım oluyor.
Ailen yaşıyor mu?
Evet
Onlar nerde?
Adnada kaldılar.
Neden Avrupaya gitmek istiyorsun?
Çünkü bizde eşin nereye giderse gitsin onunla beraber gitmek zorundasın, eşin ölümede gitse onunla beraber gidersin, gitmezssen seni dövmek onun hakkıdır, bu bizim geldiğimiz yerde böyledir.
Senin eşin sana hiç vurdu mu?
Evet.
Neden vurdu?
Telefon yüzünden bir tane vurmuştu öyle suratıma.
Eşin neden Avrupaya gitmek istiyor?
Ekonomik sebepler.
Hangi ülkeye gitmeyi düşünüyorsunuz?
Almanya
Neden Almanya?
Orada eşimin akrabaları var gittiğimizde bize yardımcı olacaklar.
Türkiyede ki statünüz neydi?
Geçici koruma.
Avrupaya geçtin mi?
Evet. 2 gün önce.
Nasıl geçtiniz anlatır mısın?
Biz 50 kişilik bir ekip ile yola çıktık grupta her milliyetenden insan vardı, Meriç Nehrinden botlarla karşıya geçtik, geçtikten sonra iki gün yol yürüdük aramızda karanlıktan kaybolanlar oldu, el yordamıyla aradık ama yerimizi belli etmemek için ışık açamadık, seslenemedik kaybolan çocuklar oldu hiçbirini bulamadık nehire düştüklerinden şüpheleniyoruz.Köye vardığımızda 50 kişilik ekipten 15 kişi kalmıştık…
Köye vardığınızda ne oldu?
Köylüler biz köye varır varmaz hemen yunan askerlerini aradılar askerler geldiler, köylülere bizi ihbar etme karşılığında para verdiler ve bizi alıp götürdüler telefonlarımızı, kimliklerimizi, pasaportlarımızı, paramızı, kıyafetlerimizi aldılar, benim başörtümü açmaya çalıştılar, bir kadının elindeki kuranı kerimi, bebeklerin biberonlarını, yaşlı teyzenin kaplama dişlerini söküp aldılar, bana vurmaya kalktılar bebeğim var diye bağırdım karnımı tutaraktan, bacağıma elektrik verdiler eşimi dövdüler gözümün önünde elektrik verdiler çok kötü oldum eşimde çok utandı, hakaret, küfür ettiler, 24 saat hapishanede kaldık.
Sizi tuttukları hapishane nasıldı?
Berbat, tuvalete gitmeye izin vermedikleri için insanlar tuvaletlerini oraya yapıyorlardı, kadın erkek karma bir ortamdı ne su ne ekmek hiçbir şey vermiyorlardı hamileyim diyordum su bile vermiyorlardı ayrıca ahlaksız şeylerde cabasıydı.
Nasıl geri döndünüz?
Yunan askerleri bizi kıyıdan bir bota bindirdiler ve daha kıyıya varmadan nehrin yarısında bizi aşağı ittiler yüzme bilmediğim için az kalsın boğuluyorduk son anda eşim beni kurtardı, bebeği bile nehre attılar hiç düşünmeden.
Şimdi ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Sonuna kadar bekleyeceğiz.
Adanayı özledin mi?
Evet
Neden geri dönmüyorsunuz?
Geri dönecek bir evimiz, bir işimiz yok, geçinecek paramız yok, kimliğimiz yok geri dönemeyiz her şeyin yok olduğu anda bile, ümit vardır.
“Göçmen yer değiştirmez, yeryüzünde ki yerini yitirir. Vatanından olmuştur ama yeni bir vatan da bulamamıştır.”