ESRA KAMACI
İnsanlık tarihinde herkese karşı adil davranılmadığını gördüğümüz sayısız örnek mevcuttur. Adaletsizlik; yapan kişiyi vicdani olarak rahatsız edebilecek bir tutum iken insanlar adaletsizliğe devam edebilmektedir. Bu devamlılığın nasıl sağlandığına baktığımızda, insanın kendisini rahatsız hissetmemek adına belli taktikler geliştirdiğini ve bu stratejileri kimi zaman bilinçli kimi zaman bilinçsiz bir şekilde kullandığını görüyoruz. Bu stratejileri kullanmanın tek sebebi kişinin kendi vicdanını rahatlatması değildir elbette, bunun yanında diğerleri tarafından “iyi” bir insan olarak tanınmayı sürdürmesi açısından da bu stratejiler kıymetlidir. Bu adaletsizliklerden biri de ırkçılıktır, kişiler kendilerini ırkçı/ayrımcı statüsünde görmek ve göstermek istemedikleri için bu tutumları meşrulaştırıcı mekanizmalar kullanırlar. Bu yazıda Bandura’nın Ahlaki Çözülme Kuramı (Moral Disengagement) ile açıkladığı ahlaki uzaklaştırma mekanizmalarının Türkçe olarak paylaşılmış tweetlerde nasıl kullanıldığını inceleyeceğiz. Çalışma kapsamında Twitter/X platformunda, içinde “Suriyeli, Arap, Afgan, göçmen ve mülteci” kelimelerinden herhangi birinin geçtiği, Türkçe olarak atılmış tweetler ve Ekşi Sözlük platformunda aynı başlıktaki içerikler incelenmiştir. Seçilen içerikler mülteci/göçmen gruplara karşı nefret söylemi/ ırkçı ifadeler içermektedirler. Bu içeriklerde dikkat çeken nokta, kişinin kendi tutumunu meşrulaştırıcı bir zemin arayışını gözler önüne sermesidir. Yazılı medyanın bu içeriklerinin önemi; bu ifadelerin söylem seviyesinde kalmamasıdır. Nefret söylemi, gerçek dünyada gerçek sonuçlar ile neticelenir. Dolayısı ile söylem davranışı şekillendiren ya da davranışın öncülü olan bir noktada yer almaktadır ve söylemi anlamak davranışı anlamlandırmak için de önemli bir koşuldur.
Mağdurun insanlıktan çıkartılması, eylem ile kişinin ahlaki kontrolü dolayısı ile faillliği arasındaki ilişkiyi kesintiye uğratan stratejilerden biridir. Bu stratejide birey mağdurun suçlanması ya da insani özelliklerden arındırılması suretiyle, mağdurun mağdurluğunu unutturmaktadır. Dolayısı ile mağduru mağdur yapan süreci normalleştirmiş ve mağduriyeti yok etmiş olacaktır. Aşağıdaki tweette “ırkı bozuk hastalar” ifadesi, mağdur kitleyi insani özelliklerinden sıyıran bir konumda yer almaktadır. Bunun yanında Sosyal Kimlik Kuramı’nın sözünü ettiği iç ve dış grup tanımlarını da bu tweette görmekteyiz. “Saf ırktan çocuklar” iç grubu temsil ederken; “ırkı bozuk hastalar” insanlıktan çık(artıl)mış dış grubu temsil etmektedir.
“Biz saf ırktan çocuklarımızla bu ırkı bozuk hastaları bir arada görmek istemiyoruz.”
Aşağıda gösterilen tweet, Suriyeli kadınları “doğum makinesi” olarak nitelemesi ile bu stratejiyi kullanmaktadır. Suriyeli hamile bir kadının “hamile” olarak anılması ya da “anne/ anne adayı” olarak anılması yerine; bu kişiyi insani özellik ve sıfatlarından arındıran, makineleştiren bir söylem hakimdir. Bu tweette insanlıktan çıkartma stratejisinin yanında mağdurun suçlanması yönteminin de aktif bir şekilde kullanıldığını görmekteyiz. Mağdur göçmen çocukların mağduriyetinin annesinden kaynaklandığı alt yapısı ile kurgulanan bu tweette Suriyeli anne, mağdur ilen suçlu konumuna getirilmiştir. Böylece hakkı savunulası bir kişi olmaktan da çıkartılmıştır.
“Ukraynalı Kadınlardan Ders Alın. Suriyeli Kadın Sanki Doğum Makinası. #Suriyeliler”, 25.02.2022
Bir diğer strateji avantajlı karşılaştırmadır. Avantajlı karşılaştırma; yapılan etik dışı davranışın gerekliliğini ve olumlu sonuçlarını vurgulayarak bu eylemi ahlaki bir zeminde kurgulamaktır. Bu yolla kişi, gerçekleştirdiği ırkçı davranışın olumlu sonuçları olacağını ya da olumsuz sonuçlardan koruyacağını ifade eder. Bu strateji ile kişi soykırımı, çatışmayı, saldırıyı yüksek idealler ile anlatarak bu davranışın gerekliliğini sunar. Aşağıda görülen tweette görülen ırkçı söylemin “Türkiye’de teröristlerin yetişmemesi adına” gerçekleştirildiği iddiası, bu söylemi ahlak dışı konumdan uzaklaştırmaktadır.
“Ülkede 5-6 milyon Suriyeli var. Ülkeden gitmezlerse artık yeni teröristler yetişecek.”
Aşağıdaki örnekte de avantajlı karşılaştırma stratejisi kullanılmaktadır. Bu içerikte, göçmenlerin öldürülmesinin gerekliliğini vurgulayan bir ifade görmekteyiz. “…boşuna demiyor adam” ifadesi, bu eylemin gerekliliğine atıf yapmaktadır.
“Bunları tek tek öldürmeli yoksa hayatta gitmem ben burda burda boşuna demiyor adam.”
Nefret söylemlerinde sıkça görülen bir diğer ahlaki uzaklaştırma mekanizması; örtmece dildir. Burada fail, söylemini dolambaçlı ya da nefret ifadesini arındırıcı bir şekilde kurgulayarak, söylemini nefret içeriğinden uzak inşa etme girişiminde bulunur. Soykırımın “etnik temizlik”; insan öldürmenin “namus temizlemek” gibi kavramlarla ifade edilmesi bu mekanizmaya örnektir. Aşağıda gördüğünüz içerikte, “Suriyelilere karşı değilim ama…” ifadesi dolambaçlı bir dile işaret etmektedir. Devamında gerçekleştirilen ırkçı söylemi meşrulaştırmak maksadıyla yazar, tersi ifadeyi bir zıtlık bağlacı ile kullanmıştır.
“SURİYELİLERE KARŞI DEĞİLİM AMA ARTIK Ülke, afkanli, afrikalı, ermenistan, suriyeli ile dolu kendi vatandaşlarımız gençlerimiz işsiz yol geçen hani türkiye yakında kendi ülkemizde kendimizi yabancı biri hissedeceğiz.”
Ahlaki uzaklaştırma mekanizmaları, kişinin ahlaki zeminde yer almayan ama gerçekleştirmeye devam ettiği eylemleri meşrulaştırması ve bu eylemlere devam etmesini sağlayan stratejiler olarak karşımıza çıkmakta. Bireyler ırkçı söylemi ve eylemi de gerçekleştirirken hem diğer insanlardan tepki görmemek hem de özsaygısını azaltmamak adına bu stratejileri sıklıkla kullanırlar. Bu nedenle; bu stratejileri fark edebiliyor olmak, nefret söylemini fark etmek anlamına da gelmektedir. Her söylem gibi nefret söylemi de bir eylemliliği tanımladığı ve devamında davranışsal boyutlara ulaştığı için, fark edilmesi ve gerektiğinde engellenmesi önemli ve gerekli bir ifade biçimidir.
KAYNAKÇA
Alhayek, K. (2014). Double marginalization: The invisibility of Syrian refugee women’s perspectives in mainstream online activism and global media. Feminist Media Studies, 14(4), 696-700.
Arriola, E. R., & Raymond, V. M. (2017). Migrants resist systemic discrimination and dehumanization in private, for-profit detention centers. Santa Clara J. Int’l L., 15, 1-42.
Bandura, A. (2002). Selective moral disengagement in the exercise of moral agency. Journal of Moral Education, 31, 101– 119.
Okutan, N. (2016). Ahlaki söylem ve siyasal kimlik ile ahlaki çözülme arasındaki ilişki. [Yayımlanmamış Doktora Tezi]. Ankara Üniversitesi.
Taşdelen, B. (2021). Twitter’da Suriyeli Mültecilere Karşı Çevrimiçi Nefret Söylemi: #suriyelileriistemiyoruz. Gümüşhane Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 11(2), 562-575.
Yıldız, E. (2018). Twitter’da ve çevrimiçi bir gazetede yer alan nefret söylemlerinin karşılaştırılması: Suriyeli Mülteciler örneği, OPUS Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi, 9(16), 760-793.